18 Mart 2013 Pazartesi

Röportaj / Moda Tasarımcısı Nazlı Menekşe

Geçtiğimiz haftalarda Nazlı Menekşe'nin Teşvikiye'de ki butiğindeydim ve sizler için samimi ve sıcacık bir sohbet gerçekleştirdim. 1984 doğumlu genç bir tasarımcı olan Nazlı Menekşe, Charmante by Nazlı adını verdiği markası ile bir kaç yıldır tasarım dünyasında. Kendi markası çok yeni olsa da aslında doğduğundan beridir moda dünyasının içinde, peki nasıl mı? Gelin sorduğum sorular eşliğinde Nazlı Menekşe'yi daha yakından tanıyalım.


Merhaba Nazlı Hanım, öncelikle zevkli olduğu kadar zorlu olan moda dünyasına nasıl girmeye karar verdiniz? 

Dedem tekstil işindeydi, iplik ve kumaş imalatı yapıyordu, babam Mustafa Küçükkalfa ise Sultanhamam'da yine tekstil işindeydi yani bir nevi aile mesleği olarak kuşaktan kuşağa geçti. Küçüklüğümden beri hep kumaşların, kartelaların içindeydim. Hafta sonları tekstil fuarlarını gezerdik, hep tekstil ve modanın içinde büyüdüm. Küçüklüğümden beridir farklı bir hayal içinde hiç olmadım, hep moda dünyasının bir şekilde içinde yer alacağımı biliyordum.

Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünü bitirdiniz ve yüksek lisansınızı yine Yeditepe Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünde tamamladınız. Yani ne okuduysa onu yapan şanslı azınlıktansınız. Peki bu gerçekten şans mı sizin için yoksa yolun başında olsanız farklı bir yön seçer miydiniz?

Üniversitedeyken Cemil İpekçi'nin yanında uzun bir süre staj yaptım ve bu esnada moda tasarımı işinin gerçekten bana göre olduğunu anladım. Okuldan mezun olur olmaz Nisan 2010'da Charmante by Nazlı markamı kurarak, butiğimi açtım. İşin peşinden de çok koşturmadım doğrusu, biraz şans belki de, hep iş bana geldi. Belki de işin peşinden koşturdun mu çok zorlama oluyor bazı şeyler, ben içimden ne geliyorsa onu yaptım.

Yani bu mesleği seçtiğiniz için mutlusunuz, öyle mi anlamalıyız?

Mutluyum tabi ki severek yapıyorum, çok memnunum. Bazı bayan müşterilerim (mesela biri banka müdürü, biri doktor) bana diyorlar ki bizde emekli olunca bir butik açar otururuz. Ben de cevap olarak ben nasıl bir bankada çalışamıyorsam onlarında bu mesleği yapamayacağını anlatmaya çalışıyorum, herkesin kafasında bu iş oldukça kolay görülüyor ama aslında hiç de öyle değil. Bu sıralar en popüler meslek ''modacılık'', eğitimini alan almayan herkes kendini modacı olarak görüyor ama bu işin de bir matematiği var, öncelikle eğitim şart.


Peki tasarımlarınızda kullandığınız delinmez ve değişmez belirli bir tarz var mı yoksa o gün neden esinlendiyseniz, anın modası neyse ya da neyin hayalini kuruyorsanız onu mu yapıyorsunuz?

Aslında hiç belli olmuyor. Tamamen koleksiyonu hazırladığım zaman aralığı içinde bulunduğum ruh haline göre değişiklik gösterebilirken, yaptığım bir seyahat ya da bir objeden aldığım ilhamla tasarımlarımı gerçekleştirebilirim. Asla kesin bir kalıp içinde değilim.

Sezonluk koleksiyonlarınızı oluşturuken belirli bir tema seçiyor musunuz kendinize?

Aslında her sezon tasarımlarımda benim için önemli olan o tasarımın öncelikle giyilebilir olması. Oldukça geniş bir kitleye hitap ediyorum. Türk olduğu kadar Arap da pek çok müşterim var. Bende her sezon tüm kitleyi memnun edecek tasarımları yapmaya dikkat ediyorum. Bence tasarımcı kendini bir kalıba sokmamalı, herşeyi yapabilmeli.

www.charmante.com.tr adresli bir siteniz var, bende gelmeden önce incelemiştim. Orada özel alışveriş danışmanlığı da yaptığınız yazıyor. Peki bu müşteri ile birlikte alışverişe çıkma, bir anlamda dolap detoksu mu yoksa butikte kendi tasarımlarınız içinden yaptığınız bir yönlendirme mi?

Aslında her ikiside. Müşterilerle alışveriş ve dolap detoksu da yapıyorum, vücut tipine göre butikten yönlendirme de yapıyorum. Bu konuda oldukça talep geliyor doğrusu. Özel bir gala ya da davete katılacak olan müşterilerime, gidicekleri ortama göre tasarımlardan yönlendirme yapıyor ya da uygun bir şey yoksa onlar için farklı bir şey de tasarlayabiliyorum.

Peki Fashion Week Istanbul için ne düşünüyorsunuz? İleri de sizde katılmayı düşünür müsünüz?

Aslında seneye katılmayı düşünüyorum. Kendi yaptığım pek çok defile oldu, hatta burada sokak defilesi de yapmıştım ama böyle bir organizasyona katılmak için yol kat edilmesi gerektiğine inanıyorum. İşlerimi aceleye getiren biri olmadım hiç, bakalım seneye belki bende Fashion Week Istanbul'da yer alabilirim.

Peki Dünya'dan ve ülkemizden takip ettiğiniz tasarımcılar var mı? Aklınıza ilk gelen tasarımcılar kimler?

Dünyadan; Zuhair Murad, Georges Hobeika, Valentino, Oscar de la Renta ve Tom Ford
Ülkemizden ise Vural Gökçaylı (Üniversite de aynı zamanda hocamdı), Canan Yaka, Yıldırım Mayruk ve genç kuşaktan da Atıl Kutoğlu ile Hakan Yıldırım'ı beğeniyorum.

Peki kıyafetlerin sadece tasarım aşamasında mı varsınız yoksa dikimde yapıyor musunuz?

Aslında dikiş alanında da oldukça iyiyim ama kıyafetlerin dikimini genellikle ben yapmıyorum. En ufak hatayı bile gözlerim hemen fark eder ve burada ki her parça benim kontrolümden geçer mutlaka. Kumaş ve iplikleri de mutlaka kendim seçip alıyorum.

Peki internette vakit geçiriyor musunuz? Takip ettiğiniz moda siteleri ya da bloglar var mı? 

Aslında internette fazla vakit geçirmiyorum ama Rebel Takipte'yi takip ediyorum.

Çok teşekkür ederim :) Peki dergilerden ünlülerin fotoğrafını kesip bu elbiseden istiyorum diye gelenler oluyor mu size?

Aslında pek sıcak bakmıyorum çünkü fotoğrafta ki gibi hayal ediyorlar insanlar kendilerini. Ben daha çok gelen kişinin vücut ölçüleri ile hayalinde ki elbiseyi birleştirme çabasındayım. 1.75'lik 36 beden biri ile 1.55 42 bedene aynı elbise olması tahmin edersiniz ki pek mümkün değil.

Önümüzde mezuniyet baloları var, vakit kısaldı heyecan yükseliyor. Peki bu sezonun en moda renkleri nedir? Siz koleksiyonunuzda en çok hangi renklere ağırlık verdiniz?

Ben özellikle pudra tonlarını çok seviyorum ve her sezon mutlaka kullanıyorum. Onun dışında gökkuşağında ki her renk var benim tasarımlarımda, en çok mavi, mor ve pembeyi kullanıyorum. Tasarımların hepsi Haute Couture, yani el dikişi ile hazırlanıyor. Önümüzdeki sezon için dikilecek yaklaşık 200 elbise modeli var.

Mezuniyet baloları için size gelen talep nasıl? 

Mezuniyet sezonu yaklaşırken bir yandan düğün, nişan ve kına dönemi de geliyor. Her biri için çok özel müşterilerim oluyor. Mezuniyet elbisesini hazırladığım bir müşterim için nişan elbisesi ve gelinlik dikimi yaptım yakında, harika bir his doğrusu. Onun dışında benim butiğimde belirli bir yaş aralığı yok. 7 yaşından 70 yaşına kadar herkese hitap edecek modeller oluyor mutlaka. Bir düğün organizasyonu için ailece gelen müşterilerim oluyor. Çocuktan anneye, gelinden anneanneye herkesle ilgilenmek çok hoşuma gidiyor.

Peki burada siz de duruyor musunuz, yoksa ara sıra mı geliyorsunuz butiğe?

Aslında çoğu tasarımcı butikte durmuyor, randevu almadan bulamıyorsunuz kendisini ama ben müşterilerimle direk kendim ilgilenmeyi seviyorum, o nedenle de genellikle burada oluyorum. Tasarladığım bir elbiseyi alan kişi ile mutlaka birebir ilgilenmek isterim.
Geçtiğimiz sene Hakkari'den bir bey geldi, internette bir elbisemi görmüş, o kadar yolu kalkıp tasarımımı almak için gelmişti. Böyle şeyler benim için çok önemli, çok şaşırmıştım. Hatta daha butiği açtığım, markamı kurduğum ilk günlerde kapımı Suudi Arabistan prensesi de çalmıştı. Mağazanın kapısı açıldı birden korumalar girdi önce, kim geliyor diye düşündüm tabi haliyle. Gelen bayan elbiselere öyle dikkatli bakıyordu ki bende bir yandan kim diye merak ediyordum. Korumaya sordum bu bayan kim, ünlü mü diye, bana prenses olduğunu söylediler. O gün bana tam 11 elbise siparişi verdi. O günden sonra da Araplardan oldukça talep gelmeye başladı. Hala prensesle birlikte çalışıyoruz.

Son olarak sizin gibi moda üzerine okumayı düşünenlere, tasarım alanında kendine kariyer yapmayı seçeceklere neler söylemek istersiniz?

Çok zevkli bir meslek ama kısa yoldan tasarım dünyasına girmeye çalışmasınlar derim. Çünkü bu işin eğitimini almadıktan sonra 2 yıl içinde bu mesleğe girip aynı hızda çıkanlar çok oluyor. Böyle zorlu bir yola girecekseniz öncelikle temeliniz sağlam olmalı. Çünkü insanlar sizleri genellikle özel günlerinde tercih ediyorlar ve onlara en iyi şekilde hizmet edebilme kapasitesinde olmanız gerekir. Hazırlanan elbise müşterinin üzerine olmadıysa ona en uygun şekilde ayarlayabilmelisiniz.

Bu sıcak ve samimi sohbeti için Nazlı Hanım'a, o gün benimle çekime gelen ve tüm gün kaprisimi çeken Abdi Gündoğdu'ya çok teşekkür ederim.


Son olarak katalog çekiminden bir kaç fotoğraf ile baş başa bırakıyorum sizleri. Daha fazlası için Nazlı Hanım'ın butiğine mutlaka gitmelisiniz. Hele mezuniyet ve düğün telaşınız var ise çözümü orada bulabilirsiniz demeden geçmeyeyim. Detaylı bilgi için www.charmante.com.tr'ye göz atmanız yeterli.


2 yorum:

eglenceneredebizorada dedi ki...

Benim için zevkti,başarılarının devamını dilerim

rebeltakipte dedi ki...

teşekkürler :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...